17 Eylül 2009 Perşembe

NEDİR ERDEM?

Erdem nedir ?

Erdemli insan yaşamını aklı ile yöneten, tüm karar ve davranışlarına aklı ile yön veren insandır.Bazı bilgeler erdemi bilgi olarak tanımlar, ancak bilgi sahibi olan erdem sahibi olur. Bilgi, değişmez olanın bilgisidir, o da akılla korunur ve bilge doğru bilgiye sahip kimsedir” der. Sözlükte, "Ahlakın övdüğü alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi Niteliklerin genel adı, fazilet" ve "insanın ruhi olgunluğu" diye tanımlanır. Erdem kavramı, düşünce tarihinin başlangıcından beri yer alır.İnsanın ve yaşamın anlamı nedir sorularına verilen cevap başlangıçta "erdemli olmak" olarak belirtilmiştir. Erdemli olmak, ancak bilgi sahibi olmakla mümkündür. Erdem, kendini yenileyebilmektir, güvenilir olmaktır. Dayanışma, tolerans ve tevazudur.Erdem, kararlılık, paylaşmacılıktır. Topluma ve çevremize hizmettir.Erdem, cesarettir.Kalbi kafa ile uzlaştırmak ve vicdan muhasebesi yapmaktır.Erdem adil olmaktır. İyi, doğru ve güzele gidiştir.Dolayısıyla erdemli olmak bilgi sahibi olmakla olanaklıdır ve bu da mutluluk sağlayacaktır.Erdem, herhangi bir dışsal baskı olmaksızın gerçekleştirilen özgür bir davranıştır. İnsanoğlu istenci ve aklı nedeniyle, iyiyi, güzeli, doğruyu ve erdemleri seçebilecek konumdadır. Seçim yapmak, yaşamı deneyimlemede en önemli kavramdır.Erdem aşırı uçlarda bulunmaz. Ölçülü ve dengeli olmaktır.Erdem, özgürlüğe giden yolda, cesaretin yol arkadaşıdır.İnsanın kendini tanıması, kendini bilmesidir.Eylemlerimizin tüm sorumluluğunu üstlenmektir. Kurbanı oynamamaktır.Üstadlara da söz verelim; onlar da şöyle tanımlıyorlar erdemi : Hegel: Erdem, bilinçli olmaktır.Kallikes: Erdem, güçsüzü korumaktır. Spinoza: Erdem, akla uygun davranmaktır. İnsanın güçlerini Kullanmasıyla eşanlamlıdır. Clark: Erdem, nesnelerin doğal niteliklerine uygun davranmaktır. Aristippos: Erdem, her işinde ölçülü olmaktır. Joseph Butler: Kişinin kendi kendinin yargılamasıdır. Kant: Erdem, bir içgüdü işi değil, bir akıl işidir. Berkeley: Erdem, sonsuz güçlü ruhun idrak ettirdiği bir fikirdir. Nietzche: Erdem, insanın insanüstüne ulaşmak için harcadığı çabadır. Plautus : Gerçek erdem nedir, bilir misiniz? Kendini beğenmemek,yaptıklarını yeter bulmamaktır.Descartes: Erdem düşünce ölçüsünü kullanmaktır. İyi sandığımız şeyleri işlemekte gösterdiğimiz karardan ibarettir. Sokrates: Tek kesinlik, erdem bilgisindedir. Erdem öğrenilir. Kişiler bilmedikleri için kötüdürler. Erdem birdir, bölünmez,ayrılmaz. Erdem, insanın kendini bilmesi, tanımasıdır. Nietzsche: Bir inancı sırf âdettir diye kabullenmeye namussuzluk, korkaklık, tembellik denir. Montaigne: Biz insanlar, kendimizi kötülemede gösterdiğimiz zekâyı hiç bir yerde göstermeyiz. İnsanın kendini bilmesi en büyük erdemdir. Bilgi güçtür. Akıl yol göstericidir. Erdem, bir nevi vaaz olarak kullanılmamalıdır. İnsanın erdemi, benzer bir şekilde, insan ırkına özgü olan belli niteliklerin toplamıdır. Kişi, eğer “erdemini” ortaya çıkarırsa “erdemli” sayılır. Kişi, kendisine karşı ve kendisinden sorumlu olmalıdır. Ait olma ve birey olma arasında bir denge kurmalıdır… Saydıklarımızın hepsi birer erdemdir, Bu erdemler yaşamda belirli bir zaman içinde edinilirler… Erdem, insanın kendisine karşı sorumluluklarını yerine getirmesidir. Erdem, insanın kendini aşma gücüdür. Kendini aşmak için çabalayan insan, evrensel oluşuma her an biraz daha artan bir oranda katılmaktadır…

SÖZ ÜZERİNE

SÖZ ÜZERİNE

Söz yeter. Artık bir şeyler yapmak lazım diyen yarı cahiller gibi olmamak gerekir.
Farkında değildir ki; sözden söze fark vardır.
Söz vardır ki, sadece sözdür ve söz olarak kalır.
Söz vardır ki; uyandırır, harekete geçirir.
Söz vardır ki; söylenmesi zaten başlı başına eylemdir.
Yine söz vardır ki; eylem sadece o söz için basit bir araçtır.
Yani söz, eylemin hedefidir.
Sözü gerçekleştirmek adına tüm eylemler yapılır.
Aydın dediğimiz insanlar (Okur-yazar değil; aydın) her devirde ve toplumda mesajını insanlara duyurmak, cehalete engel olmak ve her türlü sömürü düzenini yok etmek için mücadele etmiştir.
Öyle ki; daima onunla halkı arasında zorbalar, asil geçinenler, krallar, köle sahipleri, sahte ruhaniler, sermaye sahipleri engel olmuşlardır.
İşte aydın dediğimiz gerçek toplum liderleri halkını bunların ellerinden kurtarmak için düşünmeyi, okumayı, eleştirmeyi,konuşmayı ve yazmayı bir eylem biçimi olarak seçmişlerdir.
Ve işte o zaman bir yazarın, bir konuşmacının, bir eğitimcinin, bir fikir adamının, bir tarihçinin ve bir aydının eylemi konuşmaktır.
Etkili sözlerden oluşturduğu fikirlerini halkına musallat olmuş düşmanları etkisiz hale getirmek ve halkını uyandırmak için durmadan konuşmak ve yazmaktır.
Tarihin akışını değiştiren gerçek halk dostları, aydınlar, yazarlar ve gerçek sanatçılar her devirde sözü bir eylem biçimi olarak kullanmışlardır.
Aydın dediğimiz kişi kendi toplumunun fikir önderidir.
Tüm insanlık dışı güçlere ve zorbalara rağmen onun asli görevi bildiği doğruları halkı ile çekinmeden paylaşmaktır.
Bilgiyi, sevgiyi, cesareti,tavır alışı, boyun eğmemeyi, uyanıklığı, cehaletle mücadele etmeyi kendi toplumuna öğretmişse; insani görevini yerine getirmiş olur.
Eğer sözünü doğru söylerse ve doğru söz söylerse; artık söz onun için bir eylem biçimi olur.
Zira aydının asıl görevi düşünmek, okumak, sorgulamak, yapıcı eleştiride bulunmak ve yerinde söz söylemektir.
Elbette sözden söze fark vardır. Zira aydın dediğimiz insanlar okudular, değiştiler ve değiştirmeye çalışıyorlar.
Ve sen ey insani erdemleri yitirmemiş kişi, hiçbir iç ve dış gücün etkisinde kalmak istemiyorsan; sen de oku- düşün,araştır,sorgula, öğren ve öğret. Budur senin insani görevin

10 Eylül 2009 Perşembe

ETKİLİ SÖZLERDEN SEÇMELER...

Eğitim ve Öğretimle ilgili özlü sözler:
Akıllı adam aklını kullanır. Bilge adam başkalarının da aklını kullanır.
Akıllı konuşur, çünkü onun söylemek istedikleri var; aptal konuşur, zira kendinin bir şeyler söylemek mecburiyetinde olduğunu sanır.
Bilgi büyük adamı alçak gönüllü yapar, normal adamı şaşırtır, küçük adamı ise kibirlendirir.
Bilgi cesaret verir, cehalet küstahlık.
Bir çivi yüzünden bir nal,bir nal yüzünden bir at,bir at yüzünden de bir atlı gidiverir.
Bir gemiyi iki reis batırır.
Bir şeye ait her şeyi öğrenin; her şeye dair bir şeyler bilin.
Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur.
Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.
Bugün, hayatınızın geri kalanının ilk günüdür.
Dün yaptığınız şey size hala çok iyi görünüyorsa , bugün yeterli değilsiniz demektir.
Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
Erkek karısını bir buketle şaşırtabilir. Bir kutu çikolatayla mutlu eder. Bir altın kolye ile de şüpheye düşürür.
Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur.
Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.
Hayat geç kalanları hiç affetmez...
Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar.
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.
Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil.
Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar.
Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz.Ama herkesi her zaman aldatamazsınız.
Her şeyin anahtarı sabırdır. Civcivi,yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil.
Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı yerinden oynatamaz, yeterli olanı da gemiyi ilerletir.
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz.
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızlı çarpma. Geri dönmek isteyebilirsin.
İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak.
İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.
İnsanlar ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler.
İnsanlar yanlış yapabilirler , yalnız büyük insanlar yanlışlarını anlarlar.
İşlemeyen demiri kendi pası mahveder. İnsanı tembelliğe alışması mahveder.
İyiliğin bilgisine sahip olmayana bütün diğer bilgiler zarar verir.
Kaplumbağa başını çıkarıp, önünü görmeden ilerlemez.
Karanlık geceleri ben uykusuz geçirirken, sen sabaha kadar uyuyorsun. Ondan sonra da bana yetişmek istiyorsun. Ne gezer.
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez.
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.
Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler.
Mutluluğu tatmanın tek çaresi, onu paylaşmaktır.
Okumadan geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder.
Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz.
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir. Ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.
Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.
Sabahleyin kaybedeceğin bir saatin bütün gün zararını çekersin.
Savasın iyisi, barısın kötüsü yoktur.
Taş da yumurtanın üstüne düşse,yumurta da taşın üstüne düşse,olan yine yumurtaya olur.
Tüm uzmanların aynı görüşte olmaları, hepsinin yanılmaları anlamına da gelebilir.
Türkler her şeyini feda eder, ama istiklalini asla.
Türkler öldürülebilir, fakat yenilgiye uğratılamazlar.
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar.
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Yapabileceğin kadar söz ver.Sonra söz verdiğinden fazlasını yap.
Yarın sabah,ne sevdiğiniz kişilerin yüzleri ne de kendi yüzünüz aynı olacaktır.
Yiğitlik intikam almak değil, tahammül etmektir.
Zamanın değerini yapacak işi olan bilir.
Bir neslin kaderini bir önceki nesil belirler.

ETKİLİ SÖZLER

ETKİLİ SÖZLER-9
*-BİLMİYORUM, DEMEK İÇİN BİLE BİLGİYE MUHTACIZ.
*-AKIL VE İRADENİ KULLANMALISIN.
*-NE KADAR DA AZ DÜŞÜNÜYORSUNUZ.
*-DÜŞÜNÜN VE İBRET ALIN.
*-İNSAN BİLGİYE DAYANARAK EYLEMDE BULUNUR.
*-AKILLI KİŞİ, HERKESTEN VE HER ŞEYDEN DERS ALIR.
*-YAPICI ELEŞTİRİDE BULUN.
*-ANLAYANA KADAR KARAR VERME.
*-AKIL VE İRADENLE DUYGULARINI KONTROL ET.
*-AZİMLİ, İRADELİ VE KARARLI OL.
*-KENDİNİ BİL, BAŞKALARINI DİKKATE AL.
*-ASLA ACELE KARAR VERME.
*-TEDBİRLİ, TEMKİNLİ VE İHTİYATLI OL.
*-DENGE, ÖLÇÜ VE UYUMU GÖZET.
*-ÖNYARGILI DEĞİL, TOLERANSLI OL.
*-SADECE APTALLAR FİKİRLERİNİ SORGULAMA GEREĞİ DUYMAZ.
*-İNSANIN MUTLULUĞU BİLİGİ İLEDİR.
*-GELECEK, GEÇMİŞİN UZANTISIDIR.
*-FİKİRLERİMİZ DEĞİŞİNCE ALGILARIMIZ VE TEPKİMİZ DE DEĞİŞİR.
*-SİZİ DÜŞÜNDÜRMEYE GELDİM.
*-GENÇLERE GEÇMİŞLERİ ÖĞRETİLMELİDİR.
*-HER GERÇEK DOĞRU DEĞİLDİR.
*-HER ŞEY SORU SORMAKLA BAŞLAR.
*-HER İŞİN ÖNCESİ, SIRASI VE SONRASI ÇOK İYİ DÜŞÜNÜLMELİDİR.
*-BU FİKİR ÜZERİNDE DÜŞÜNELİM.
*-SORGULANMAYAN HAYAT, YAŞAMAYA DEĞMEZ.
*-İMTİHAN ETMEDEN NOTUNU VERME.
*-ÇOĞU İNSAN ALGILARINI GERÇEĞİN TA KENDİSİ SANIR.
*-GÜVEN, ANCAK KONTROL ETMEYİ DE İHMAL ETME.
*-ALGILAMA İLE GERÇEKLER FARKLIDIR.
*-ÖĞRENDİKÇE CEHALETİMİN FARKINA VARIYORUM.
*-DAİMA YAPICI ELEŞTİRİDE BULUN.
*-DAİMA OLUMLU YÖNDE GELİŞ VE DEĞİŞ.
*-HER İNSANIN OLAYLARA TEPKİSİ FARKLI OLUR.
*-HER TARTIŞMANIN TEMELİNDE BİRİNİN CEHALETİ BULUNUR.
*-ÜLKELERE KRALLIK EDENLER, HANIMLARINA KÖLEDİRLER.
*-CESARETİN BİTTİĞİ YERDE ESARET BAŞLAR.
*-TARİFLER, YEMEK YAPMAYA YETMEZ.
*-HEVESLER GEÇİCİ, ERDEMLER KALICIDIR.
*-BUGÜNLERDE YENİ VE FARKLI OLARAK NELER ÖĞRENDİN VE ÖĞRETTİN?
*-HER ŞEY AKLA MUHTAÇ, AKIL DA TALİM VE TERBİYEYE MUHTAÇ.
*-HER İNSAN, FARKLI ŞEKİL-SEVİYE VE HIZDA ÖĞRENİR.
*-HER İNSANIN ÖĞRENME TARZI, ZEKÂ TÜRÜ VE SEVİYESİ FARKLIDIR.

8 Eylül 2009 Salı

ETKİN ÖĞRENME

ETKİN BİR ÖĞRENME İÇİN ŞUNLARI YAPIN;

1-KONU İLE İLGİLİ SORULAR SORUN.
2-KENDİNİZE AİT KİŞİSEL NOTLAR ALIN.
3-KONU HAKKINDA DETAYLI DÜŞÜNÜN.
4-YAPICI ELEŞTİRİLERDE BULUNUN.
5-MEVCUT FİKİRLERİ GELİŞTİRİN.
6-FARKLI BAKIŞ AÇILARI DENEYİN.
7-HER AŞAMADA GEREKLİ DÜZENLEMELERİ YAPIN.
8-DÜZEYLİ TARTIŞMALAR YAPIN.
9-ÜZERİNDE MÜZAKERE EDİN.
10-KENDİ KELİMELERİNİZLE ANLATIN.
11-TAHMİNLERDE BULUNUN.
12-GEREKLİ EKLEMELER VE ÇIKARMALAR YAPIN.
13-TOPTAN KABUL VE RED ETMEYİN.
14-ÖZETLEYİN...

5 Eylül 2009 Cumartesi

METOT ÜZERİNE

Metod Üzerine Konuşma :

Metod Üzerine Konuşma, İlk defa 1895 de İbrahim Ethem Mesut tarafından Usul Hakkında Nutuk adıyla Türkçeye tercüme edilmiştir." Filozof Rene Descartes (1596-1650)'in "Aklını iyi kullanmak ve bilimlerde doğruyu aramak için Metot Üzerine Konuşma" Kitabı.Felsefenin küçük bir modeli" olan bu konuşmanın önemini vurgulayan çevirmen geniş açıklama için Gilson'u destek almış.Descartes için; Modern felsefenin kurucusu olan Descartes'in kendisi XVII. yüzyıl biliminin öncüsüdür." demektedir.Dekart yeni bir düşünce tasarımının önünü açmıştır.Bu durumu kendisinden sonra gelenleri büyük ölçüde etkilemiştir. Descartes,Konuşma'sında da yalın olarak ifade ettiği gibi her şeyden önce okumayı desteklemiş kendisi okumadan zarar değil devamlı fayda gördüğünü; "Masalların zihni açtığı, tarihlerin ünlü olayları onu yükseltir, anlayarak okununca da muhakemenin gelişmesine yardım ederler." Bütün yetenekli bilim ve düşün adamlarını okumak, önceden tanıyıp konuşma gibidir. Matematiğin, ahlak kitaplarının,teolojinin, vs. diğer konularda ki kitapların kendine göre fayda ve işlevi vardır.Descartes, bu okumaların faydalarını sıralarken kendiliğinden özgür düşünme ve ufkun açılması için, Okumanın da yetmediğini geniş okuma serüveni sonunda; Kanaatini değiştirdiğini, yanlış ve şüpheler içinde olduğunu, okumadan edindiği faydanın da bilgisizliğini daha iyi fark ettiğini anlamasıdır. Yani genel anlamda okumayan insan kendini, biliyorum sanır.Descartes,kitabında kendi düşünce dünyasına girişi ve gelişimini de bir anlamda okuyucuya sunuyor. Bu konuşma altı bölümde tanzim edilmiş; "birincide, ilimler üzerine birçok düşünceler; ikincide yazarın aradığı metodun başlıca kuralları;üçüncüde, bu metottan çıkardığı ahlakın kurallarından birkaçı;dördüncüde, metafiziğin temelleri olan, Tanrı ile insan ruhunun varlığını ispat eden kanıtlar; Daha sonra da tabiat defter ve kitabının araştırılması için yeni bulunması gerekli gereçler. Yine bu konuşmanın sebeb ve amaçları.Rene Dekart,dünyayı tanımaya her topluma girip gözlem ve inceleme yapmaya çalıştığını,"Fakat bu şekilde dünya kitabında incelemelerde bulunmak ve bir görgü edinmek için birkaç yıl tükettikten sonra bir gün kendimde de incelemelerde bulunmaya ve zihnimin bütün kuvvetlerini güdeceğim yolu seçmek için kullanmaya karar verdim." diyor.Biz kesin ve şüphesiz bir bilgiden çok, gelenek ve görenekle örneğe inanıyoruz,halbuki reylerin çokluğu,bulunması güç hakikatler için değerli bir delil değildir. Çünkü bütün bir milletten ziyade tek bir adamın bulması çok daha ihtimallidir." Bu günümüzde ekip kadro çalışmasına ters gibi gelebilir ancak bir buluş ve bilgi devinimi ve sonucun alınmasında kişi devamlılığı da önemlidir. Fakat yakından inceleyince gördüm ki mantık kıyasları ve başka bir sürü kuralları ile, yeni bir şey öğretmekten ziyade belli şeyleri başkasına açıklamak yahut bilinmeyen şeyler hakkında muhakemesiz söz söylemekten başka bir işe yaramıyor." O nedenle mantık kurallarında da seçkicilik gerekmektedir, yeniliğin kapısının aralanması için. Düşünce sınırlarımızı aşmak da gerekmektedir. Dekart bu açık kapıyı o zaman göstermiştir. Bu kitap, pratik felsefi düşünce dünyasına yolculuk yapan özet bir felsefi konuşmadır. Bu kitabı okuyan herkesin düşünce ufkunu genişleteceği kanısındayım.
Sonuç olarak; Dört Kuralın Bana Yeteceği İnancına Vardım...
1-Doğruluğunu Apaçık Olarak Bilmediğim Hiçbir Şeyi Doğru Olarak Kabul Etmemekti...
2-İnceleyeceğim Güçlükleri.Mümkün Olduğu Kadar Bölümlere Ayırmaktı.
3-En Basit Ve Anlaşılması En Kolay Şeylerden Başlayarak... En Bileşik Şeylerin Bilgisine aşamalı Yükselmek İçin Düşüncelerimi Bir Sıraya Göre Yürütmektir.
4-Hiçbir Şeyi Atlamadığımdan Emin Olmak İçin, Her Yanda Eksiksiz Sayımlar Ve Genel Kontroller Yapmaktı.

DÜŞÜNME ÜZERİNE

DÜŞÜNMENİN TEMEL SORULARI

1-NİYE DÜŞÜNECEĞİZ? (AMAÇ: DOĞRU KARAR VE EYLEMLER İÇİN)

2-NE DÜŞÜNECEĞİZ? (KONU: HAYATA DAİR HER ŞEY)

3-NASIL DÜŞÜNECEĞİZ? (YÖNTEM: HERKESİN YÖNTEMİ FARKLI)

4-NE KADAR DÜŞÜNECEĞİZ? (SEVİYE-SINIR: DOĞRULARI BULANA KADAR)

5-NEREDE DÜŞÜNECEĞİZ? (MEKÂN: ÇEVRE BİZİ, BİZ DE ÇEVREYİ ETKİLERİZ)

6-NE ZAMAN DÜŞÜNECEĞİZ? ( ZAMANLAMA ÖNEMLİ)

7-KİM DÜŞÜNECEK? ( KİMİN DÜŞÜNDÜĞÜ ÖNEMLİ)

8-NASIL BİR KARAR VERECEĞİZ?

9-NASIL UYGULAYACAĞIZ?

10-ÖLÇÜMÜZ NE OLACAK?

11-SONUÇ NASIL DEĞERLENDİRİLECEK?

12-YORUMLAR

13-PAYLAŞIM.

DÜŞÜNME MODLARI:

1-TARAFSIZLIK MODU-ELİMİZDE NE TÜR BİLGİ VE DELGELER VAR. BEYAZ RENK

2-DUYGUSALLIK MODU-SOMUT BİLGİLER OLMADAN DUYGULARLA HAREKET-KIRMIZI RENK.

3-İYİMSER BAKIŞ-HEP OLUMLU YANLARINI GÖRÜR-SARI RENK.

4-KÖTÜMSER BAKIŞ-BİR ŞEYİN HEP OLUMSUZ YANLARINI GÖRÜR-SİYAH RENK.

5-ÜRETKEN BAKIŞ-GELİŞİM VE DEĞİŞİMİ İSTER-YEŞİL RENK.

6-BÜTÜNSEL BAKIŞ-DÜŞÜNME SÜRECİNDE ÜRETİLEN FİKİRLERİ TOPARLAR.

30 Ağustos 2009 Pazar

YORUMLAR

HATALARA YORUMLAR
Eğer bir berber hata yaparsa; bu yeni bir tarzdır.
Eğer bir şoför hata yaparsa; bu bir kazadır.
Eğer bir doktor hata yaparsa; bu bir tıbbi müdahaledir.
Eğer bir mühendis hata yaparsa; bu yeni bir atılımdır.
Eğer bir anne-baba hata yaparsa; bu yeni bir nesildir.
Eğer bir siyasetçi hata yaparsa; bu yeni bir hukuk kuralıdır.
Eğer bir bilim adamı hata yaparsa; bu yeni bir keşiftir.
Eğer bir diplomat hata yaparsa; bu yeni bir stratejidir.
Eğer bir müzisyen hata yaparsa; bu yeni bir melodidir.
Eğer bir terzi hata yaparsa; bu yeni bir modadır.
Eğer bir öğretmen hata yaparsa; bu yeni bir metottur.
Eğer bir filozof hata yaparsa; bu yeni bir teoridir.
Eğer bir sporcu hata yaparsa; bu yeni bir tekniktir.
Eğer bir patron hata yaparsa; bu çalışanların hatasıdır.
Eğer bir işçi hata yaparsa; bu gerçek bir hatadır.

ARİSTOKRAT

İTALYAN ARİSTOKRAT

Eski zamanın birinde bir İtalyan aristokrat yaşarmış.
Gittiği her toplantıda; Aristo, Dante’den üstündür fikrini savunurmuş. Başkaları da hemen aksini iddia edermiş. Bir –iki derken tartışma kavgaya dönüşür kılıçlar konuşmaya başlarmış.
Defalarca bu tartışmalar yüzünden aristokrat yaralanmış ve yaralamış. En sonunda öldürücü bir darbe almış.
Etrafındakiler bakmışlar adam gerçekten ölecek hadi soralım demişler madem bu kadar savunuyor demek ki bir bildiği var.
Harbiden Aristo, Dante’den üstün mü diye son kez sormuşlar.
O da cevaben; Allah her ikisinin de belasını versin.!
Ne ondan ne de diğerinden tek satır bile okumadım demiş…

ALINTIDIR...